Dingo’nun Ahırı Neresidir?

Dingo'nun Ahırı

Dingo’nun Ahırına Yolculuk

Türkçede deyimlerin oluşumu bazen çok garip olabiliyor. Özellikle okul yıllarında sıkça duyduğumuz “Dingo’ nun Ahırı” deyiminin nereden geldiğini? Dingo ‘nun kim olduğunu hiç merak ettiniz mi? Bu yazıda “Burası Dingo’ nun ahırı değil!” deyiminin dilimize nasıl yerleştiğinin hikayesini okuyacaksınız. Hikayeye başlamadan önce deyimin anlamına bir göz atalım. Deyimden de anlaşıldığı üzere Dingo’ nun ahırı girenin çıkanın belli olmadığı, karmaşa içerisinde olan, düzensiz, başıboş, kuralsız bir yeri ifade etmektedir. Deyimin devamında ki “Değil” kelimesi anlamı tersine çevirir.  Pazartesi günleri okul müdürünüzün yaptığı o konuşmayı anımsayın; “Kendinize çeki düzen verin, kılık kıyafetinize ve okul kurallarına dikkat edin burası Dingo’ nun ahırı değil! Evet bu sahne hepinizin gözünde canlandı değil mi?

Deyim tamda bu gibi resmi kurumlarda ya da ast üst ilişkisinin olduğu çalışma alanlarında sıkça kullanılmaktadır. Müdürlerin öğrencilere, yöneticilerin çalışanlara, idarecilerin personellere bu deyimle uyarıda bulunduğunu görüyoruz.

Peki Bu Dillere Pelesenk Dingo Kimdir ?

1800’lü yıllarda İstanbul da taşımacılık adına bir devrim yapılmış ve atlı ulaşıma geçilmiştir. Batının taklit edildiği bu dönemde Fransa da popüler olan bu taşımacılık 40 yıl gecikmelide olsa İstanbul’da da faaliyete başlayabilmiştir. Atlı taşımacılığın ilk rotalarından olan Kurtuluş-Şişhane arası bir fayton hattı oluşturulmuştur. Bu hat günümüzde Taksim civarlarındadır. Bildiğiniz gibi bu rotada engebeli yollar çoktur.( Asırlar öncesinde de bu böyleymiş.) O yüzden bu hatta çalışan atların dinlenmesi için belli aralıklarda duraklar inşa edilmiş. Oluşturulan duraklardan birinin sahibi de bizim yazımızın da kahramanı; kaygısız bir Rum olan Dingo’ dur.

Dingo’ nun ahırı konumu gereği kalabalığın olduğu bir yerde konuşlandırılan ahırlardan birisiymiş.  Dingo gelen atları yemleyip sulama işine bakıyormuş. Ancak kalabalıktan ve kargaşadan olsa gerek sürekli aksaklıklar ortaya çıkıyormuş. Atlar kayıp oluyor, karınlarını doyuramıyormuş ve gelen giden atların kayıtları iyi tutulmadığı için yapılan fayton seferlerinde de aksaklıklar peyda oluyormuş. Dingo’ nun ahırındaki bu kargaşayı görenler başka bir mekanda da böyle bir karmaşıklık ve kuralsızlık gördükleri zaman bu ne kardeşim Dingo’ nun ahırı mı burası! gibi sitemde bulunmaya başlamışlar. Ve işte o deyim günden güne, dilden dile aktarılarak Dingoya ve ahırına kötüde olsa bir ün kazandırmıştır.

Noam Chomsky’nin de söylediği gibi dil yaşayan bir varlıktır. Bu yüzden tarihten ve kişilerden etkilenerek büyüyen dilimize sahip çıkmalıyız. Dilimizi her alanda etkili ve doğru kullanmaya özen göstermeliyiz. Dingoyu tanımak bana iyi hissettirdi. Umarım sizde keyif almışsınızdır. İleriki yazılarda başka deyimlerin ve atasözlerinin hikayelerinde görüşmek üzere…

Digo’ nun hikayesini ayrıca dinlemekte istiyorsanız TRT’nin bu konuda güzel bir belgeseli bulunuyor. Buyurunuz:

https://www.youtube.com/watch?v=aMA-P8Irin4

Dingo'nun Ahırı

Daha Fazla Makale İçin Ana Sayfa ya Göz Atınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir